Kabuslar Evi, birçok farklı hikâyeden oluşan, ortak noktası eski bir köşk ve bir emlakçı olan gerilim-korku dizi filmidir. Bu köşke gelen kişilerin başından geçen gizemli, geçmişin bir köşesinde sıkışıp kalmış ve doğaüstü kimi olayları anlatır. Senaryosu ve bazı bölümlerinin yönetmenliği Çağan Irmak'a aittir. Birçok ünlü isim bu seride oynamıştır. Hümeyra, Çetin Tekindor, Yetkin Dikinciler, Fikret Kuşkan, Hülya Koçyiğit, Devrim Nas, Levent Üzümcü, Okan Yalabık, Şerif Sezer bunlardan bazılarıdır.
Kabuslar Evi'nin her bölümünde, birbirinden hemen hemen bağımsız hikâyeler bulunur. Bu bölümlerin tümünde oynayan yegâne oyuncu, evi kiracılar için bulan emlakçı Sema Hanım'ı canlandıran Bilge Şen'dir. Sema Hanım serinin her bölümünde ("Karanlıktan Gelen" ve "Tanıdık Yabancı" hariç), evi birilerine kiralar. Kabuslar Evi'ne taşınan kiracıların başlarına, gerek evin gizemlerinden ve geçmişinden, gerek eve taşınmadan önceki yaşamlarından, gerekse kendi zihinlerindeki girdikleri çıkmazdan ve kimi zaman da Türk ve İslam tarihine ait bilinmeyen, gizemli olaylarından dolayı kişiler kendileriyle, geçmiş ve kaderleriyle yüzleşirler. Dizinin tekrarları Turkmax ve Artı Bir Tv'de yayınlanmıştır. Şu anda tv2'de tekrarları yayınlanmaktadır.
Seri televizyonlarda yukarıdaki sırayı takip ederek yayınlanmış; ancak DVD'ler piyasaya sürülürken "Seni Beklerken", sekizinci sıraya alınmıştır. "Çarşamba Karısı", "Gece Gelen Arkadaşlar", "Onlara Dokunmak", "Bir Kış Masalı" ve "Uyur Gezerler" adlı filmlerin ise henüz DVD ya da VCD'si çıkmamıştır.
Başrollerinde Fikret Kuşkan, Cihan Okan ve Cansu Dere'nin bulunduğu Takip'te, çocukluğundan beri bir kurtadamdan kaçan İbrahim'in hikâyesi anlatılıyor. İbrahim (F.Kuşkan) daha bir çocukken, yaşadığı köyde olağan dışı felaketler baş gösterir. Köye bir kurtadam inmiştir ve tüm köy halkına ve hayvanlarına zarar vermeye başlar. Halk en başta bu yaratığın ne olduğunu bilmedikleri için birçok yöntem ve fikir dener ancak hiçbiri başarıya ulaşamaz. Kurtadam, köyün en güzel kadını Esme (C.Dere)'nin oğlu Hasan'ı öldürür. Bu, bardağı taşıran son damla olur ve köy halkı duruma el koymaya karar verir. Köy muhtarı, eli silah tutabilen ne kadar yiğit varsa, hepsini bu şeytanı öldürmeye gönderir. İbrahim'in babası Kazım (C.Okan), kurtadamı ortaya çıktığı sırada tüfekle vurur ancak kurtadam ölmeden zehrini Kazım'a geçirmiştir. Artık Kazım, eski Kazım olamayacaktır. Bir gece İbrahim, babasının da kurtadama dönüşüp annesine saldırışına tanık olur ve babasını tüfekle vurur. Kazım yaralanır ancak ölmez. Artık eskisi gibi değildir. Evden kaçar ve geride, iki çocuğunu ve karısının cesedini bırakarak köyden uzaklaşır. Köylüler İbrahim'i güvenliği için köyden uzaklaştırırlar ve aradan yıllar geçer.
İbrahim büyümüş ve bir yazar olmuştur ancak hâlâ kurtadama dönüşen babası tarafından takip edildiğine inanmaktadır. Bir roman yazmaya başlar, romanında yaşamını anlatmak istemektedir. Sürekli kaçar bir köyden başka bir köye, bir kasabadan başka bir kasabaya. Artık yorulmuştur ve buna bir son vermek ister. Kabuslar Evi'nin emlakçılığını yapan Sema Hanım'la (B.Şen) karşılaşır. Evi tutar ve yüzleşmeyi beklemeye başlar.
Başrollerinde Hümeyra ve Yetkin Dikinciler'in bulunduğu Son Dans, zamanında bolluk içinde yaşamış olan Müyesser'in (Hümeyra), Kore'ye giden sevgilisi Selim'in (Y.Dikinciler) savaşta ölmesiyle değişen hayatını konu alıyor. Selim'in ölümünden yıllar sonra Müyesser, başka birisiyle evlilik yapmış, bir oğlu olmuş ancak daha sonra kocası tarafından terk edilmiştir. Oğlu Mesut (M.İpek) son derece saygısız, taşralı bir kadın olan Berna'yla (M.Mertoğlu) evlenmiştir ve Elif adında bir kızları olmuştur.
Seneler ilerledikçe kader ağlarını örer ve Müyesser'i tekerlekli iskemleye mahkûm eder. Bu öyle ağır bir felçtir ki; Müyesser ne yürüyebilmekte ne de konuşabilmektedir. Gelini Berna'nın bakımına muhtaçtır artık. Aile, Mesut'a yapılan iş teklifi nedeniyle Kabuslar Evi'ne taşınır. Kısa süre sonra Müyesser; evin etrafında gizemli olaylara tanık olur. Elli yıl önce ona bir dans sözü veren Selim, Kabuslar Evi'ne gelmiştir, son bir dans için. Ancak Müyesser'in emin olamadığı bir şey vardır, karşısındaki gerçekten Selim midir? Yoksa hayal edebileceğinin daha ötesinde birisi mi?
Başrollerinde Çetin Tekindor ve Okan Yalabık'ın bulunduğu Hayal-i Cihan, Kabuslar Evi'ni kiralayan Cihan'ın (O.Yalabık) bir sabah eve gelişiyle başlar. Cihan eve girdiğinde, her yeri darmadağınık ve düzensiz bulur. Eve yerleşir ancak evde, her zaman olduğu gibi yine gizemli olaylar baş gösterir. Cihan'ın Kabuslar Evi'ndeki ilk gecesi, ona evde onun dışında başka birinin de yaşadığını düşündürür. Ve Cihan, araştırmaya başlar. Ne zaman kasaba halkına, evin bulunduğu yer olan Karatepe ile ilgili sorular sormaya kalkışsa sorduğu insanlar bir anda ürpererek onu terslemekte ve konuşmamayı tercih etmektedirler. Bunun üzerine Cihan, evde olup bitenleri araştırmaya karar verir. Bulduğu ve bulacağı şeyler onu evde bulunan kendisinden başka bir varlığa yöneltecektir. En sonunda hayaletle (Ç.Tekindor) yüzleşmeye karar verir ancak hayaletin de kendine ait bir hikâyesi ve dinlenmesi gereken şeyleri vardır. Hayaletten daha ürkütücü olan hayaletin kendine ait hikâyesidir.1
Tanıdık Yabancı, Çağan Irmak'ın yönetmediği ilk Kabuslar Evi bölümüdür. Filmde, çocuğu bir anlık ilgisizlikten dolayı hayatını kaybetmiş olan bir annenin hikâyesi anlatılıyor. Derya (Z.Gencer), oğlu Murat'ın ölümünü atlatamaz ve oğluyla ilgili kimi halisünasyonlar gördüğü gerekçesiyle akıl hastanesine yatırılır. Aradan yıllar geçer ve Derya, uzun süren bir tedavinin ardından taburcu olarak annesinin (G.Ökten) yanına, eski kasabasına geri döner. Beklemediği bir anda -annesinin araya girmesiyle- Sema Emlak'tan bir iş teklifi alır. Bu işin hayatını yeniden düzene sokacağına inanır.
Bir gün pimpirikli bir çifte, kasabalının perili ev diye andığı evi tanıtırken Murat'ın halisünasyonlarını yeniden görmeye başlar. Artık her sabah ve akşam, o eve uğramakta ve oğlunu görmektedir. Ancak Murat'ta bir tuhaflık vardır, artık eskisi gibi değildir. Derya asıl gerçekle çok acı bir şekilde yüz yüze gelecektir.
Taner (L.Üzümcü), çok hırslı ve açgözlü bir iş adamıdır. Karısı Filiz (B.Yıldırımlar) ise tam aksine saf, temiz ve alçakgönüllü bir kadındır. Taner'in, eşiyle pembe yalanlar üstüne kurulu hayatı, art arda televizyonlarda ve dergilerde gördüğü bir reklam ile altüst olur: Kaçan Fırsatlar Limited Şirketi
Taner ne zaman bu reklamla karşılaşsa, farkında bile olmadan kendine zarar vermektedir. Önce tüm bu yaraların bir iş kazası olduğunu zanneden Filiz, gözlerinin önünde bıçakla bileğini kesen Taner'i görünce şoke olur. Ona psikiyatriste gitmeyi önerir; ancak Taner bunu reddeder. Bunun üzerine Filiz onu bir tatile çıkmaya ikna eder. Ancak Taner merakına yenik düşer ve ilandaki telefon numarası aracılığıyla Kaçan Fırsatlar Limited'in sahibi Fuat Bey (A.Düşenkalkar) ile görüşür. Asıl önemli olan ise, bu şirketten Taner ve birkaç müşteriden başka kimsenin haberdar olmayışıdır. Taner, Fuat Bey'le bir pazarlığa girişir; bu pazarlıktan kârlı çıkmayı isterken, hırsının ve açgözlülüğünün bedelini çok ağır bir şekilde ödeyecektir.
Kerem (R.Kocaoğlu) annesi(S.Sağlar) ve kız kardeşiyle(B.Şenvarol) tatile gitmektedirler. Kerem yolda mola vermelerini ister. Döndüğünde annesi ve kardeşini bulamaz. Annesi ve kardeşinin gelmelerini beklerken ormandan bazı sesler duymaya başlar. Sesleri takip edip ormana girince kendini Kabuslar Evi'nde bulur. Kabuslar Evi'nde onu Karanlıktan Gelen beklemektedir. Kerem geçmişiyle yüzleşecek ve yaptıklarını düzeltmek isteyecektir.2
Orijinal kaynak: kabuslar evi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page